Sepetiniz şu anda boş!
Bir dönem “kısa içerik” dendiğinde akla 15 saniyelik TikTok videoları veya Instagram Reels gelirdi. Hızlı tüketim çağında, kullanıcıların dikkati sadece birkaç saniyeyle sınırlı sanılıyordu. Ancak son aylarda trendler değişmeye başladı: Artık 90 saniyeyi aşan kısa videolar daha fazla izleniyor, daha uzun tutuluyor ve algoritmalar tarafından öne çıkarılıyor.
Peki bu dönüşümün nedeni ne?
İnsanlar neden yeniden daha uzun ama hâlâ “kısa” sayılabilecek videolara yöneliyor?
Pandemi sonrası dijital alışkanlıklarımız büyük ölçüde evrildi.
Artık kullanıcılar sadece hızlı eğlence değil, bilgilendirici, öğretici ve anlamlı içerik arıyor.
Bu durum da, birkaç saniyelik trend videoların yerini, hikâye anlatımı güçlü 1-3 dakikalık içeriklere bırakmasına yol açtı.
Özellikle:
TikTok, YouTube Shorts ve Instagram Reels gibi platformlar artık sadece görüntülenme sayısını değil, izlenme süresini de bir performans kriteri olarak değerlendiriyor.
Yani bir video 100 bin kişi tarafından 3 saniye izlense de, 10 bin kişinin 80 saniye izlediği video algoritma açısından daha değerli hale geliyor.
Bu yüzden içerik üreticileri artık izleyiciyi daha uzun süre tutan hikâye kurguları geliştiriyor.
İzleyiciler, bilgi bombardımanından sıkıldı. Artık “anlatan” değil, “hikâye eden” içerikler dikkat çekiyor.
90 saniyeyi aşan videolar, bir hikâyenin giriş – gelişme – sonuç yapısını sığdırabilecek kadar alan tanıyor.
Bu sayede:
Kısacası, mikro videolar artık mini hikâyelere dönüşüyor.
Markalar için kısa videolar, sadece görünürlük değil, hikâye anlatma ve güven oluşturma alanı haline geldi.
Kullanıcılar artık sadece reklam değil, değerli bilgi istiyor.
Örneğin:
Bu trend, platformların kullanıcıların dikkatini uzun süre tutan içerikleri ödüllendirme stratejisinin bir yansıması.
Kullanıcılar artık sadece eğlenmek değil, aynı zamanda öğrenmek ve anlam bulmak istiyor.
Bu nedenle, bilgi + eğlence (infotainment) formatları yükselişte.
Yani kullanıcı hem vakit geçiriyor hem de yeni bir şey öğreniyor.
Bu tür içerikler 90 saniyeden uzun videolarda çok daha iyi işlenebiliyor.
Eskiden hedef “dikkat çekmekti”, şimdi amaç “dikkati sürdürmek”.
90 saniyeyi aşan videolar, bu dönüşümün merkezinde yer alıyor.
Kısa videolar artık sadece hızlı tüketim değil; anlamlı, öğretici ve hikâyesi olan mikro içerikler haline geliyor.
Markalar, içerik üreticileri ve sosyal medya stratejistleri için bu yeni dönemin anahtarı:
“Az zamanda çok şey söylemek değil, doğru zamanda derin bir hikâye anlatmak.”